İnternete Bağımlıyız

DDK raporuna göre Türkiye’de internet bağımlılığı oranı yüzde 20 ile 32 arasına yükseldi. Uyuşturucuyu hayatlarında bir kez kullananların oranı ise yüzde 2.7

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu (DDK) tarafından Bağımlılıkla Mücadele ve Yeşilay Cemiyeti, Kızılay Derneği ve Kalkınma Ajansları ile ilgili 3 ayrı rapor hazırlandı. DDK raporunda bağımlılığın, uyuşturucu madde dışında internet, sanal kumar, cinsel bağımlılık gibi çeşitlilik gösterdiğine yönelik bir tanımlama yapıldı.

Türkiye’de gelişmiş ülkelere göre bu bağımlılıkların az olduğu ancak artış gösterdiğine dikkat çekildi. Raporda öne çıkan tespit ve öneriler şöyle: “İnternet kullanım oranları hızla artıyor. Hanelerin internete erişim oranı 2007’de yüzde 19 iken 2012’de yüzde 49. 15-74 yaş aralığı nüfusun yüzde 60’ı internet kullanıyor. Türkiye dünya genelinde Facebook kullanımında 2’nci, Twitter kullanımında 4’üncü sırada. İnternet bağımlılık derecesi ise yüzde 20 ile 32 arasında değişiyor.

Yasal şans oyunlarında ise dünyada 11’inciyiz. Yasa dışı kumarla ilgili istatistik olmadığı, ancak sanal kumar ve kumar yasağının etkili uygulanmamasından derinleşecek bir sorun olmaya aday. Bu iki alanda bağımlılıkla mücadele yapılmıyor.”

UYUŞTURUCUYLA MÜCADELE ZAYIF: Yıllık kişi başına alkol tüketimi AB ortalamasının yarısı. Türkiye’de kişi başına 20 litre. Ancak 15 yaş üstü hesaplamalarda 92 litreye çıkması gelecek için tehlike. Türkiye’de erkeklerin yüzde 63.9’u, kadınların ise yüzde 93’ü hiç alkol kullanmadı.

Uyuşturucu maddenin hayatta bir kez denenme oranı yüzde 2.7 iken, AB ortalaması yüzde 30. Ancak kullananların bağımlılığa yakalanma oranları ve uğradıkları zarar daha yüksek. Uyuşturucu ile mücadele yöntemlerinin stratejik bakış açısı ile yeniden tasarlanması gerekiyor. Tütün üretim ve tüketiminde dünyada ilk 10’dayız ve 16 milyon kişi sigara içiyor. Ancak tütünle mücadelede dünyada en başarılı ülkesiyiz.

KIZILAY’A REFORM: Türk Kızılay’ının amaç ve hedeflerinde ciddi bir dağınıklık ve kararsızlık var. Tüm yardım faaliyet ve alanlarında var olmaya çalışan bir duruma gelmiş. 1999 Marmara ve Düzce depreminde veya büyük ölçekli tabii ve beşeri acil yardım ve müdahalelerde etkinlik gösteremedi.

Uluslararası sivil toplum kuruluşu statüsünü koruyacak, geleneksel dernek uygulama ve kültürlerinde oluştuğu gözlenen yozlaşma alanlarından uzak tutacak araç ve gereç geliştirilmemiştir. Kurban, zekat, gıda paketi, aşevi, sevgi bohçası gibi geleneksel bağış toplama faaliyetlerinden vazgeçilmeli.