Zararın Neresinden Dönersek Kârdır

Motorlu taşıtlar tükettikleri fosil yakıtlar, oluşturdukları gürültü kirliliği ve kaza riskleri yüzünden hem can ve mal emniyetini, hem sağlıklı yaşam konforunu, hem de çevre sağlığını olumsuz yönde etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Kent içi ulaşım sisteminde halen göz ardı edilen detaylar trafikte ciddi aksamalara, hesaba sığmaz ekonomik ve çevresel zararlara kapı aralamakta, karbon, azot ve kurşun emisyonları ile insan sağlığına ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.

Kent içi trafiğini aksatan en önemli sorunların başında taşıtların hatalı yolcu indirme, bindirme ve park etme gayretleri gelmektedir. Otobüs duraklarının kavşak noktalarına çok yakın seçilmesi, duraklara giremeyen otobüslerin yaptıkları şerit ihlalleri, park derdine düşen özel araçların hız kesmeleri, minibüs ve taksilerin kural tanımaz dur-kalk’ları trafiğin akış hızını kesmekte, kent içi trafiğini çekilmez hale getirmektedir.

Oysa ulusal ve kentsel ulaşımın ana ilkelerini, plan ve politikalarını oluşturmak, meri plan kararları doğrultusunda ulaşım taleplerine uygun sistemleri gerçekleştirmek, yaya ve taşıt trafiğini ekonomik, konforlu, güvenli işler hale getirmek merkezi ve yerel  idarelerin asli ve öncelikli görevleri arasındadır. Bu açıdan gerek Ankara’nın ve gerekse İstanbul’un ulaşım-otopark-trafik sistemleri üzerindeki çalışmaları çevreci bakış açısıyla yakından izlenmesi gereken oldukça dikkate değer konular arasında bulunmaktadır.

Bu çalışmalardan biri İçişleri Bakanlığı’nın Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturduğu çalışma grubu ile otopark sorununa  köklü çözüm  üretmek üzere başlatılmış durumda. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulan taslak maddeler arasında ise boş arsalarda ve kamu kurumlarının bahçelerinde oluşturulan ruhsatsız otoparklara, otolar tarafından işgal edilen kaldırımlara, otopark yüzünden engellenen yaya ve taşıt trafiğine, konut sahiplerinin artan otopark ihtiyaçlarına çözüm arayışları dikkat çekiyor.

Ulaşım planlamada örnek projeler ve uygulamalar

Bu konuda dikkat çekici çalışmalar yapan kurumlardan biri de İspark. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan ve 2005 yılında kurulan İspark metropolün trafik sıkışıklığına ve otopark sorunlarına karşı özgün projeler üretiyor. Değnekçilerden kurtarılan otopark işletmeciliği, çok katlı, zemin altı ve yamaç otoparkları, bisiklet parkı, tekne park ve heliport uygulamaları, tam otomatik teknolojik otoparklar, minibüs ve taksi durakları İspark’ın gözde projeleri arasında.

Metropoliten alan içerisinde günlük trafiğin konforlu işlemesini amaçlayan İspark’ın hedefinde araç park alanlarının stratejik yönetimi, raylı sistem, deniz ulaşım sistemi ve lastik tekerlikli karayolu toplu taşıma sistemlerinde park et devam et alanları, şehirlerarası karayolu yolcu taşımacılığı yapan araçların park alanları, şehir içi yolcu taşımacılığında kullanılan deniz araçlarının kısa ve uzun süreli park alanları ile ilgili yeni düzenlemeler var.

Helikopter pist ve park alanlarının, bisiklet ağı sistemi içerisindeki park alanlarının, olağanüstü hallerde ihtiyaç duyulacak park alanlarının tespiti ve mevcutlarının arttırılması, bunları raylı sistem ve deniz ulaşım sistemleriyle entegre edilmesi, otobüs duraklarında yer seçimi planlarının yapılması, durakların ceplere alınması ve cep otogarları planlaması da İspark’ın dikkatle izlenmeye değer projeleri arasında bulunuyor.

Daha yaşanabilir bir çevre, daha sağlıklı kentler ve ‘hedef 2023’te sıfır çevre sorunu olan bir Türkiye’ için, otopark sorunu çözülmüş her bir aracın şehir trafiğine getireceği artı değer  hiç bir zaman göz ardı edilmemelidir. İspark modeli planlı kentleşme için büyük bir umut ve güzel bir örnek olabilir.

 

08.01.2013

Süleyman Yorulmaz

ÇEKÜD