Uluslararası Rekabetin En Büyük Aracı : ENERJİ

Enerji Verimliliği Haftası’ etkinlikleri başladı. 18 Ocak tarihine kadar enerjinin kullanımından çeşitliliğine, tasarrufundan ülkeler arası münasebetlerdeki rolüne kadar farklı alanlarda etkinlikler düzenlenecek. Bu vesileyle Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi, Enerji Enstitüsü Müdürü ve ÇEKÜD Bilim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Ali ATA ile bir araya geldik. Sayın Ata, sorularımızın bir çoğunu farklı bir bakış açısıyla cevaplandırdı ve Türkiye’nin gerçek enerji potansiyelini bir kez daha gözler önüne serdi.

ÇEKÜD: Sayın ATA, enerji verimliliği deyince aklımıza ne gelmeli?

”ENERJİ VERİMLİLİĞİ ENERJİ TASARRUFU DEĞİLDİR”

Prof.Dr.ATA: Enerji verimliliği demek, minimum enerji ile çok fayda elde etmedir. Bu faydayı ikiye ayıracak olursak biri elektrik biri de ısısal faydadır. Çok az elektrik kullanılarak enerjiden ısıl konforu sağlamak gerekir.

Enerji verimliliği enerji tasarrufu demek değildir. Tasarruf israf olanı önleme çalışmasıdır. İki lambadan birini gereksiz ise kapatmak tasarruftur verimlilik ise tüketilen enerji miktarının, üretimdeki miktar ve kaliteyi düşürmeden, ekonomik kalkınmayı ve sosyal refahı engellemeden en aza indirilmesidir. Kısacası kaliteden ödün vermeden enerji kullanımıdır.

Enerji binalarda, ulaşımda ve endüstri de karşımıza çıkıyor.

Binalar özellikle ülkemizde enerji kaybının ana vatanı gibi. Ülkemizdeki enerji kaybının %40-45 binalarda yalıtım eksikliğinden kaynaklanıyor. Özellikle Karadeniz’de neredeyse bütün evler briket, sıvasız. Bu da yoğun şekilde enerji kaybına neden oluyor.

Kullandığımız enerjinin %20si ulaşım sektöründe kullanılıyor. Araçlarda kullandığımız kaynaklar ise fosil yakıtlı ürünler. Toplum olarak araba sevdamız var. Toplu taşımayı sevmiyoruz. Ucuz arabaya binmeyi marifet sağıyoruz. Ucuz arabalar daha çok petrol kullanıyor. İçten yanmalı motorlarda şehir içinde verimlilik %10a düşüyor. Daha çok enerji harcıyor. Yeni araçların enerji verimliliği daha yüksek. Daha az yakıt kullanıyorlar. Ulaştırma stratejimizi değiştirmemiz gerekiyor.

Sanayide enerji verimliliği uluslararası rekabet gücü açısından çok önemlidir. Endüstride enerji verimliliği açısından daha ileri noktadayız. Çünkü biz istemesek de uluslararası rekabet bunu gerektiriyor. Patronlar imalat sanayinde yeni teknolojilerle çalışıyor. Bunun için ARGE birimleri kuruyor.

ÇEKÜD:  Dünyanın enerji kaynakları hızla tükenirken bunları verimli kullanma adına ortaya konulan gayretler sizce yeterli mi?

”KAYIPLARIN YÜZDE 45’İ BİNALARDA KAYNAKLANIYOR”

Prof.Dr.ATA: Avrupa bu konuda çok önde. Yani işin bilincine varmış durumda. Artık minimum enerji ile çok iş yapmanın derdinde yapıyor da. Her geçen gün de bunu geliştirmek için uğraşıyor. İçinde bulunduğu fosil ekonomisinden kurtulmak istiyor çünkü sürdürülebilir değil. Ben Norveç te iken kaldığım dairenin odaları küçücük bir radyatörle ısınıyordu. Bizim ülkemizdeki gibi koca koca radyatör petekleri yok. Koskoca daireyi küçücük radyatörler ısıtıyor üstelik bizimkilerden daha fazla ısı veriyorlar. evlerin enerji verimliği etiketi var. Kullanılan araçlar minimum yakıtla çalışıyor.

Biz ise Endüstri de Avrupa ayarında olsak da özelikle binalarda ve ulaşım da 30-40 yıl gerideyiz.  Ülkemizde enerji verimliliği kanunu 2007 yılında çıkarıldı.  O da AB uyum sürecinin baskısıyla yapıldı.

Enerji verimliliği olmayan evlere ruhsat verilmemesi gerekir. Bizim binalarımızın çoğunda hala tekli cam var iken Avrupa’ daki evlerde üçlü camla yalıtım yapılıyor.

Evet ülkemizde enerji verimliliği üzerine daha yeni yeni çalışmalar başladı bu yüzden oldukça yetersiz. Özellikle binalardaki ısı kaybını önlemenin yoluna gidilmeli çünkü söylediğim gibi ülkemizdeki enerji kaybını %40-45 binalardan kaynaklanıyor.

ÇEKÜD: Türkiye’de dışa bağımlılık konusunda ilk kalem şüphesiz enerji. Kendi kalemlerimizi kullanarak dışa bağımlılığımızı azaltmamız mümkün müdür sizce?

”JEOTERMAL ENERJİMİZİ KULLANMALIYIZ”

Prof.Dr.ATA: Gayet tabi mümkündür. Ülkemiz öz kaynaklar itibariyle zengin bir ülke. Güneş sürdürülebilir bir enerji kaynağı. Ülkemizde güneş yönünden şanslı bir vatan. Güneş enerjisinin değerlendirilmesi gerek fakat maalesef ülkemizde güneş enerjisi kullanımı oldukça düşük.

Yine ülkemizde kömür var bizim, fakat kömürümüz enerji verimliliği düşük. Bu kömürü verimli hale getirip yakmamız gerek. Bunun için termik santrallerimizi daha yeni teknolojiler ile donatmalıyız.

Ülkemiz Avrupa’dan sonra oluşmuş sıcaklığın koruyan bir plato. Bu da bizim avantajımız olmalı. Yeraltımız kaynıyor. Jeotermal enerjiyi harekete geçirmeliyiz. Gelişmiş ülkeler jeotermal enerjiyi kullanıyor. Bunun için ısıl pompaları geliştirdiler. Yerin metrelerce altından enerji çekiyorlar. Biz de ülke olarak sıcaklığını koruyan bu platodan daha az çabayla daha çok enerji çıkarabiliriz.

ÇEKÜD: Sayın ATA, bahsettiğimiz Enerji kaynaklarını genelde büyük sanayi kuruluşları kullanıyor. Oysa vatandaşların da enerji verimliliğine katkı sağlaması mümkün. Bu noktada STK lar ve sivil insiyatifler neler yapabilir?

”ENERJİ VERİMLİLİĞİ OLMAYAN BİNAYA RUHSAT VERİLMESİN”

Prof.Dr.ATA: Ülkemizde STK lara büyük yük düşüyor çünkü halkımız enerjiyi verimli kullanma noktasında çok bilinçsiz. STK’lar bilinçlendirme çalışması yapmalı bunun için seminerler v.s etkinlikler  düzenleyebilir. Bunun için öğrenciler eğitilmeli önce çünkü çocuk aileyi eğitir.

Devlet olarak da enerji verimliliği üzerine politikamız olmalı. Kanun çıkarıp kalmamalı işin takipçisi olmalıyız. Enerji verimliliği etiketi olmayan binalara ruhsat verilmemeli, bütün binalardaki ısıtmalar merkezi sistem olmalı.

 

ÇEKÜD: Enerji verimliliği konusunda Türkiye’deki bilimsel çalışmalarda hangi noktadayız?

”ARAŞTIRMA BÜTÇESİ AYRILMALI”

Prof.Dr.ATA: Maalesef henüz enerji verimliliği üzerine çağrıya çıkan, devlet tarafından yaptırılan bilimsel çalışma yok. Bilim adamlarının bu konuyu çalışması için araştırma bütçesi ayrılması gerek. Umarım en yakın zamanda bütçe ayrılır.

Bunun yanında enerjinin sürdürülebilirliği için ülkemizde yenilenebilir enerji sistemleri üzerine bilimsel çalışmalar olmakla beraber bunlarda ayrılan bütçenin yetersizliğinden dolayı istenilen seviyede değil.

ÇEKÜD: Değerli hocam son olarak ülkemiz için nükleer enerjiye nasıl bakıyorsunuz gerekli midir?

”TORYUM TESİSLERİ KURULMALI”

Prof.Dr.ATA:  Nükleer enerji kesinlikle ülkemiz için gerekli bir yatırım unsurudur. Gelişmekte olan bir ülke olduğumuz için daha fazla enerji üretmek durumundayız. Bu enerjiyi üretirken de aynı verimli olması zorunda. Nükleer bunun için gerekli bir sistem.

Fakat burada bir parantez açmak istiyorum bizim ülkemiz toryum zengini bir ülke. Uranyum üzerine kurulu bir nükleer santral yine bizi dışa bağımlı kalacaktır. Bunun yerine toryuma dayalı tesisler kurulmalı. Bunun çalışmaları yapılmalı.

ÇEKÜD: Sayın ATA, bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.

Prof.Dr.ATA:  Ben teşekkür ederim.