Sıra Dışı Mükemmel Bir Tatil İçin Ne Dersiniz?

Yükseklere; dağlara, tepelere doğru çıkıldığında insanların duygu, düşünce ve hissiyatında bir dinginlik, gönlünde bir saflaşma olur. Yükseğe çıktığında daha farklı düşünmeye, daha farklı hissetmeye başlarlar.

Zaten onları ‘kuş uçmaz kervan geçmez’ bu dağlara koşturan şey sanırım bu güzel hislerdir. Yıllar önce seyrettiğim bir filmde Yörük beyinin, uğradığı namertlik karşısında hiddetle “Sökün çadırları, kötülüklerin erişemeyeceği yükseklere çıkıyoruz” sözünü hiç unutmam. Yine Tibet’e turistik bir gezi yapan arkadaşım bana  “4300 m’de her şeyden uzak, “Allah( C.C.) a yakın olmak” şeklinde bir mesaj yazmıştı. Beni epey gülümsetip düşündüren bu mesajı yazan arkadaşım dindar falan da değildi. Yıllarca Bolşeviklerin zulmünde yaşamış, adı bile zorla değiştirilmiş, asimilasyonun her türünü benliğinde yaşamış biriydi.

Aslında hem yükseklerde kafayı dinleyip, kendinle baş başa kalmak isteyenler için çok zor değil. Ormanlarda yangını her an görebilmek maksatlı kurulmuş kulelerimiz bulunmaktadır. Tabi bunlar dağlık arazinin tümüne hâkim tepelerde olduğundan oldukça yüksek ve ıssız yerlerdedir. Avrupa’da kadın ya da erkek gönüllüler bu kulelerde gönüllü çalışmakta, 10-15 gün, bir ay hayatını burada geçirmektedir. Bizde orman işçileri, kuleciler buralarda görev yapmakta, görülen herhangi bir dumanı, ışığı, ateşi hemen ilk müdahale merkezlerine bildirerek yangının büyümeden söndürülmesine yönelik çalışmaktadır.

Şimdi bu gönüllü hareket bizde neden olmasın? Bir öğretmen yılın 70-90 günü tatil yapmaktadır. Alın size sıra dışı, mükemmel bir tatil ! Hem de hiçbir masrafı, gideri olmayan, kendinizi kuşlar gibi hafif hissedeceğiniz, vatanınıza da faydalı olacak harika bir meşgale… Yapılan iş sadece yangının yoğun yaşandığı dönemlerde saat başlarında işletme merkeziyle kuleler arasında iletişimi sağlamak, bizim tabirle; telsiz çevrimlerine cevap vermenin dışında uçsuz bucaksız yeşillikleri izleyip, akşamları yıldızlarla arkadaşlık kurmaktır.  Eminim Orman İşletme Müdürlükleri de bu gönüllü harekete yeme-içme gibi ihtiyaçlar için gerekli sponsorluğu yapacaktır. Böyle bir proje Orman Genel Müdürlüğü’nden de gereken ilgiyi görecektir.

Kulecilik sizlere kendinizi dinleme, sorgulama, barındırdığınız güzel hasletler ve hatalarınızı anlama imkânı verecektir. Zaman zaman hayat zor geçse de ekoturizm tarzında kulelerde yaşayacağınız sıkıntılar sizleri hayata daha bir sıkı bağlayacaktır. Hayattan, insanlardan beklentilerinizi düşürecek, kısa sürede “Meğer bu dünya ne kadar da güzelmiş” düşünceleriyle yeniden milyonların arasına; kimimiz iş hayatıyla resmen boğuşmaya, kimimiz de rahat günlerine yeni, güzel dostluklarla uğurlanacaktır. Zorluklar derken öyle develeri hendekten atlatmıyoruz.  Hava hafiften bozulunca, bulutlar aşağıya doğru süzüldüğünde şimşek-yıldırımların kule binasına, oradaki insanlara zarar vermemesi için kurulan paratonerin zırıltısı, bazı yerlerde ulaşım problemi, su-gıda temininde yaşanan problemler, iki adet güneş pilinin ürettiği enerji kadar harcama, telefonsuz, internetsiz, toplumun sinir bozucu olaylarından uzak bir hayat…

Bu işler karşılığında sizden para, pul istenmiyor. Fırsat bu fırsattır, bence değerlendirin. Hem vatana, millete faydalı bir iş, hem sakin bir yaşamı garanti ediyoruz. Tavsiye ederim.

 

23.11.2013

Recep AYDÖNER