ÇEKUD İzmir’de Çevre Seminerlerine Başladı

20 Nisan 2015 Pazartesi günü İzmir Akçev Konferans Salonu’nda,

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Biyoloji A. B. D. Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emin UĞURLU tarafından ‘’Ülkemizdeki Bitki Biyoçeşitliliği’’ konusunda seminer verildi.

Doç. Dr. Emin UĞURLU’ nun anlattıklarından satır başları ise şöyle:

”Ülkemizde hemen hemen kıta eşdeğerinde bitki çeşitliliği bulunmaktadır.

Yaklaşık 12 000 kadar bitki türümüz mevcuttur. Diğer bazı ülkelerden veriler ise şöyledir.

İngiltere: 2000 Almanya: 2500 Yunanistan: 8000

Ülkemiz ‘’sınırlı bir alanda yaşamını sürdüren’’ manasına gelen endemik bitki türleri açısından da zengindir.

Sadece Ege Bölgesi’nde 171 adet endemik bitki türü bulunmaktadır.

Ülkemizde toplam endemik tür sayısı 3000 den fazladır. Hemen hemen her üç bitkimizden biri endemiktir.

Ülkemiz vejetasyonu (bitki örtüsü) yönüyle de çok zengindir.

Kıyı kumul vejetasyonundan yüksek alpin çayırlara kadar farklı yükseltilerde farklı vejetasyon tiplerini bünyesinde barındırır.

Örneğin karaçam ormanları bulunduğumuz Ege  bölgesinde  1000 metrenin üzerindeki alanlarda doğal olarak  yetişir.

Bin metrenin altındaki alanlarda bu bitkinin yetiştirilmeye çalışılması hata olur.

Bitki kendisi için uygun ortamı bulamadığında öncelikli olarak yaşamsal faaliyetlerini sürdürmek ister.

Üreme faaliyetlerini sonlandırabilir. Ortam uygun olmadığında kozalak vermeyebilir.

İç Anadolu Bölgemizde Karasal Step adını verdiğimiz ilkbahar yağışlarıyla yeşeren yazın kuruyan kısa boylu yer yer yastık formunda bitkilerin hakim olduğu bir örtüye sahiptir.  Astragalus (keven) türlerini step (bozkır) alanlarda sık sık görmek mümkündür.

Karadeniz bölgemiz ise ılıman bölgenin geniş yapraklı ve ibreli ormanlarıyla kaplıdır.

Karadeniz bölgemiz bitki örtüsü açısından zengin, Akdeniz bölgemiz ise bitki çeşitliliği (flora) açısından zengindir.

Ülkemizde flora çalışmaları devam etmekte ne yazık ki vejetasyon çalışmaları yeterince yapılmamaktadır.

Ülkemizde  vejetasyonu ortaya çıkarılmamış çok sayıda alan mevcuttur.

Bilim adamlarının bu noktada da gayretli olup planlı ve programlı şekilde eksik kalan alanları da tamamlaması gerekmektedir. ”