Enerji ve Jeopolitik Konum

Dünyada enerji kaynaklarının bulunduğu ve yoğun kullanıldığı yerler genelde farklıdır. Bu ise enerjinin değişimini zorunlu hale getirmektedir. Tam bu anda petrol boru hatları, enerji nakil yolları problem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Birbirleriyle çok iyi anlaşamayan ülkelerin ortaklaşa petrol kaynakların pazarlamaya kalkışması pek mümkün görülmemekte, beraberinde birçok problemi getirmektedir. Bunun birçok örneği gösterilebilir. Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı en kısa yoldan geçirilmeye kalkıldığında Ermenistan’dan geçirilmesi gerekiyordu. Tabii bu tarz sıcak bölgelerden petrol gibi yanıcı bir maddeyi geçirmek her an patlama(!) tehlikesiyle burun buruna gelmek demekti. Çare Ermenistan by-pass edilmek suretiyle Gürcistan’dan hattın geçirilmesiyle bulundu. Yine Rusya’nın AB ülkelerine doğalgaz naklini gerçekleştirdiği boru hattı Ukrayna üzerinden geçmektedir. Geçtiğimiz yıl aşırı soğuk geçen kışta Ukrayna yetkilileri mecburen hattan fazla gaz çekince iki ülke neredeyse birbirine savaş açacak duruma düştü. Irak petrollerini İsrail üzerinden Hayfa limanına indirme projeleri hep yarım kaldı.

Son dönemde ise Güney Kıbrıs Rum yönetimi Türkiye Dış işlerinin bilgisi olmaksızın yıllarca çevremizdeki başta Yunanistan, Bulgaristan, İtalya, İsrail, Azerbaycan dâhil tüm ülkelerle antlaşmalar imzalayıp Güney Akdeniz’de zengin doğalgaz yataklarını aklı sıra parsellere ayırmıştı. Bu parsellerden birinde İngiliz şirketinin sondajları olumlu sonuç verdi, milyarlarca dolarlık kaynaklara ulaştılar. Ancak şu sıralar buradan bir metreküp gaz bile alamadan bekliyorlar. Çünkü sonuçta bu gazı satmak istedikleri ülkelere ancak ve ancak bizim ülkemiz üzerinden gönderebilirlerdi. Bizim olmadığımız bir projede hasmane tavırlar sergileyen ülkelere böyle bir izin verilemezdi, verilmedi de…

En son gelişmelerde deniz kuvvetlerimize bağlı bir hücumbot yeni faaliyetlerde bulunmak isteyen gemiyi rahatsız ettiği için ortamı terk etmek zorunda  kaldı. Güney Kıbrıs lideri şu sıralar AB üyeliği kozunu oynuyor ve Kıbrıs’taki barış görüşmelerinin geleceğini bu gazın Türkiye üzerinden geçmesine bağlı olduğunu deklare ediyor. Düşünün sizin eviniz saydığınız, yıllarca hakkınız olduğunu düşündüğünüz mekânları soymaya kalkanlara bir de çaldıklarını götürmeleri için yol açacak, imkan sağlayacaksınız…

Türkiye Enerjide oyun kurucu olabilir mi sorusunu gereksiz olarak görmekteyim. Bu ülke doğuya da gidecek olsanız, batıya da gitseniz dünyanın merkezidir ki,  çevremizde bizi düşman olarak değil, her halükarda dostluğun kurulmasıyla enerji süper hatları ülkemizden geçirilebilir. Her şehriyle, dağıyla, taşıyla, deniziyle, geçidiyle bu ülkenin değeri dünyada emsalsizdir. O yüzden batılılara atfedilen bir cümlede denir ki;”Türkiye Türklere bırakılamayacak kadar değerlidir”. O yüzden bu ülkede yöneticiler hep batı kuklası, onların sözünden çıkmayan, her emri bihakkın yerine getirecek nefer olmalıdır. Yıllarca bu sebeple ülkemizde değişik atraksiyonlarla, toplum mühendisliği çalışmalarıyla koalisyon hükümetleri, zayıf idareciler hep bizim irademiz dışında başımıza getirildi, oluşturuldu. Bu yöneticiler eliyle yurdumuzun imkânları, hammaddeleri sürekli diğer ülkelere peşkeş çekildi.

Türkiye’de petrol, doğalgaz kaynakları tam olarak kendimize yetecek seviyede olmasa da, güneş ve rüzgâr enerjisi dallarında batı ülkelerinden çok daha şanslı konumdadır. Biraz çaba, yerli kaynakların daha fazla devreye sokulmasıyla enerjide kendine yeter duruma gelebilecektir. Sadece ülkemizden transit geçen, geçecek olan enerji kaynaklarından alacağımız ücretler, komisyonlar vatandaşlarımızı müreffeh bir yaşama kavuşturacaktır. Alınan tedbirler, enerjide özelleştirmeler ile israf yollarının kapatılması, yeni nesil hibrid enerji üretim teknolojilerinin devreye sokulması açıklarımızı hızla kapatmamızı sağlayacaktır. Almanların yapılarda enerjinin %50’sini üretmeyen yapıya üretim izni vermemesi türünden yönetmelikleri de eklediğimiz de emin olun enerji kaynakları için dışarıya el açmamız gerekmeyecektir. Almanya’dan üç kat fazla güneşlenen ülkemizde bu kaynakla ilgili üretim yönetmeliği henüz yeni oluşturuldu.

Ülkemizde iki yıldır olur olmaz ortaya çıkan karışıklıklar herkesi düşündürse de, bunu organize edenler kendilerini çok iyi kamufle ettiğinden kimse onların peşine düşmüyor. Bu provokasyonların tümü ellerindeki çok iyi idare ettikleri bir ülkeyi yeniden hizaya sokma girişimleridir. Bize rağmen oyun kuramayacağını anlayan bu ülkeler şimdi emir dinleyecek yöneticileri iktidara getirebilmek adına ellerinden geleni yapıyorlar. Yapılan tüm araştırmalar –ki son inceleme Oxford’da yapılmış- bu ülkenin gelecekte enerji üssü olacağını gösteriyor. Görüldüğü gibi jeopolitik konum en az enerji kaynaklarının kendisi kadar değerlidir. İktidar sahiplerinin bu değerli konumu en avantajlı şekilde kullanması gerekmektedir. Bu üssün ele geçirilmesi için yapılan ve gelecekte yapılacak harekâtlar dikkatli davrandığımız sürece bizleri daha da güçlendirecektir. Pazarlamanın anlamı bir maddeyi ihtiyaç olan yere ulaştırmak ve insanların emrine sunmaktır. Çölde kumun, denizin ortasında doğalgazın bir kıymeti ve değeri yoktur.

25.02.2013
Recep AYDÖNER